KANI BOZUK VATAN HAİNİ ŞEREFSİZLERE KARŞI SUSMAYACAĞIZ

2006 Yılına Damgasını Vuran İlk 10 İbneyi Açıklıyoruz. İlk 10 ibne sıralamamız Dünya İbneler Birliği (WGN) tarafından yapılan anket sonuçlarına dayanarak hazırlanmıştır. Favori adayınızın listede üst sıralara çıkmasını istiyorsanız Turkcell, Vodafone veya Avea hattınız ile 4263 ibne yazıp boşluk bırakın ve adayınızın adınını yazarak mesajınızı gönderin.

	Türkiye'de ve Dünya'da büyük yankı uyandıran "En İyi On İbne" sıralamamızda, yine birinciliği her zamanki gibi Abdullah Öcalan aldı. Sıralamamızda torpil yapıldığını iddaa eden bazı katılımcılar, birinci sıraya adını yazdırmak için yıl boyunca davarbaşı abdullah öcalan'a "sayın" sıfatını yakıştırarak kendilerini listenin başına çıkarmaya çalıştılar. "Sayın" kelimesini kullanarak oy verenleri etkilemeye çalışan bu kişiler, amaçlarına ulaşamadılar. Öcalan'nın kadınlara olan düşkünlüğü gazete manşetlerinden düşmedi, ama gerçek böyle değildi. Biz bunu biliyorduk. Öcalan daha çocukken, evlerinin yakınındaki inşaata topunu kaçırdığı zaman kadınlara olan düşkünlüğünü kaybetmişti. Bu tip yalan dolan haberler sıralamadaki yerini korumasına engel olamadı. Çünkü halk kimin gerçek ibne olduğunu biliyordu. Gerek tipten kaynaklanan ezikliğiyle, gerekse yakalandığında "ne olur bana birşey yapmayın, yalarım, yutarım ağabeylerim" sözleriyle hatırlanan ABD maşası davarbaşı öcalan, birinci sırayı kolay kolay kaptırmayacak gibi görünüyor. Oylama süresince, sitemizi sürekli takip eden öcalan, sonuçlar açıklandığında mutluluğunu şöyle dile getirdi "Bu ödül, barış, demokrasi, insan hakları ve özellikle özgürlük açısından verilmiş en büyük hediyedir". Sözlerine "Türk halkının özgür iradesiyle bana verdiği şahane ödül, Türkiye'de demokrasi ve düşünce özgürlüğünün ne kadar gelişmiş olduğunu bir defa daha ispat etmiştir." Gülerken gözünden neden yaş geldiği anlaşılamayan öcalanın, arkadan bir acısının olduğu tahmin ediliyor. Öcalan "Gardiyan ağabeylerimi seviyorum" diyerek basın toplantısına son verdi.
	ABD Başkanı George Bush’un, Mukteda el Sadr’ın milislerine gösterdiği tepkiyi terör örgütü PKK için göstermemesi PKK’yı koruduğunun göstergesidir. El-Kaidenin ikiz kulelere saldırmasından sonra, afganistan'ı işgal eden ABD, "her türlü terör unsuruyla mücadele" edeceklerini söylemişti, fakat görülüyor ki ABD'nin terörist kavramı farklı. Türkiye'nin PKK'lı teröristlerin üzerinde ele geçirildiğini belirttiği ABD yapımı silahlarla Amerikan ordusunun Irak güvenlik güçlerine verdiği bazı silahların aynı olduğu, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) da kabul etti, fakat konunun üzerine gitmeyecekleri apaçık bellidir. Amerikan halkının bile sürekli politikalarını eleştirdiği Bush, ortadoğuyu kendi çıkarları için karıştırma devam edeceğe benziyor. Bir avuç çapulcu sürüsüne verdiği destekle listemizde ani bir yükselişe geçen başkan Puşt, birinci sıraya göz kırpmaya başladı bile. Kendi ülkesinin çıkarları için herşeyi yapabilen Puşt, başka ülkelerin işlerine burnu sokarak da ibneliğini tescillemiştir. Senin teröristin iyi benim teröristim kötü mantığıyla konuya bakan ABD hükümetleri, ülkemize herzaman söz ile destek vermiş, askeri bir müdahaleye ise asla yanaşmamışlardır. ABD'nin görüşü, PKK'nın yaptığı katliamların diyalog ile çözülmesi yolunda, fakat ikiz kulelere saldırı yapıldığında kendileri diyalog yolunu seçmemişlerdi. Türk halkı sözde müttefiğimiz ABD'nın politikasının kimlerin lehine işlediğini çok iyi bilmektedir ve ABD hükümeti ve Bush sanırız bu listedeki ikinciliğini korumaya devam edecek. Bu istikrarlı yükselişlerinden dolayı G.W. Bush'u tebrik ediyor, pembe yanaklarından öpüyoruz.
	Irak kabile reisi Mesut Barzani, fanclub üyelerinin müthiş desteğiyle listemizde üçüncü sıraya çıkmayı başardı. 2006 yılına damgasını vuran mesut, babasının yolunda emin adımlarla yola devam edeceğini söyledi: "Babam (Molla Mustafa Barzani) nasıl ki rusların desteğiyle ermeni çetelerini Türklere karşı kışkırttıysa, ben de kürt halkını böyle bir yola iterek listedeki yerimi korumaya çalışacağım" dedi. 2006 yılında seri ibnelik hareketleri yapan mesut, kanında olan yüzsüzlükle üste de çıkmaya çalıştı, ama hep altta kalan oldu, pozisyon zenginliklerinden Türkler ve amerikanlı coniler faydalandı. Kabile reisi mesut, kendi televizyon kanalına Türkiye’nin teslim edilmesini istediği terör örgütü PKK’nın bölgedeki elebaşlarından Murat Karayılan’ı ekrana bir saat çıkartarak, propagandasını yaptırdı. Kendi kabilesinin sınırları içindeki PKK'lı teröristlere ırak kimlikleri dağıttı ve Türk hükümetinden bu teröristlerin affını istedi, bununla yetinmeyip bu affa davarbaşı abdullah öcalan'ın da dahil edilmesini talep etti. Yıllarca Türk devletinin verdiği pasaportla dünyayı anca böyle görebilen 'oğlan mesut', Saddam zamanında ırak'lı kürtlere karşılıksız destek veren Türkiye'nin iyiliklerini de yine kanında olan hainlikle unutuverdi. Listemizde ikinci sıraya yükselen mesut, jürimize: "Devletiniz beni Türkiye'ye sokmuyor, ama benim bu sitedeki listeye girmemi yine Türk halkı sağladı, bana oy verenlere ben de vereceğim, abd'li conilere veriyorum şu anda, sırada çok kişi var, onlar bitsin, size de sıra gelecek" dedi. Bu açıklamadan sonra eczanelerin önünde kuyruk oluştu, prezervatif üreticileri Türkiye'ye üretim tesisi kurmayı kararlaştırdı.
	Amerikalı conilerin performansından son derece memnun kalan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve oğlu Kubad, "ABD’nin K. Irak’a yerleşmesini destekleriz" diyerek 2006 yılının en iyi çıkışlarından birisini yaptılar. Talabani "Türkler çok sert ve büyük, saatlerce sürmesini istiyorlar ama ne ben ne kubad ne de mesut bu çılgın Türklere saatlerce dayanamıyoruz. Amerikalı coniler işi kısa tutuyor, iyi muameleye iyi bahşiş de veriyorlar" dedi. Irak devletinin terör örgütü PKK'yı desteklediği yönündeki haberlere sinirlenen talabani: "Onlar bizim kardeşimiz, onları tabiki destekleyeceğiz, hem biz bu desteği barış ve demokrasi için yapıyoruz. Sizinkiler ölsün tabi sorun değil ama bizimkilere birşey olmasın. Olursa AİHM'e şikayet ederiz. Onlar bize inanır size inanmaz." dedi. Uluslararası şavaş hukukunda "mayın kullanımının" yasak olduğunun hatırlatılması üzerine: "PKK bir ordu değil, dolayısıyla mayın kullanabilir, çoluk çocuk demeden hainliklerini sürdürebilir. Biz de destekleriz. Lütfen Türkiye vatandaşları ölüyor diye içişlerimize karışmasın yoksa biz de diyarbakıra karışırız." dedi. Cebinde kefeniyle dolaşan, yaşına bakmadan hala ibnelik yapan talabani, listemizdeki yerini üçüncülüğe çıkarak koruyacağa benziyor. Barzani'yi geçmekte kararlı olan talabani, gelecek yılki oylamada ırak vatandaşlarının da oy kullanabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istedi. Talabani web sitemizdeki kürt nüfusunu arttırarak, sitemizin üstünde hak iddaa edeceğini de sözlerine ekledi. Yaparsın sen talabani, yapmadığın şey mi sanki(?)
	Rum Yönetimi lideri Topiş Tasos Papadopulos, son dönemlerde Türk askerine yönelik söylemlerini sertleştirdi ve Türk askerini, "Rumların tek düşmanı" olarak ilan etti. "Siyasi arenada farklı fikirleri savunan rakiplerimiz olabilir. Rakiplerimiz bizim düşmanımız değil. Bizim bir tek düşmanımız var, o da Kıbrıs'taki Türk 'işgal' ordusudur. Tarih bize ayrılıkların sadece kötü olayları beraberinde getirdiğini öğretti. Mücadelemizin en değerli temeli olan birlik ve beraberliğimizin koruyucusu olmalıyız. İçimizde düşman yoktur." sözleriyle oy oranlarını arttırmaya çalışan Topiş Tasos'un sözlerine sert tepki gösteren KKTC Cumhurbaşkanı M. A. Talat, Papadopulos'un, "Kıbrıs sorununu anlamadığını ve sorunu çözme çabalarına katkıda bulunma kapasitesine sahip olmadığını gösterdiğini" belirtti. Bu düşmanlığıyla ilgili Rum tarafında yayılan bir efsane de şu: Gençliğe ilk adım attığı zamanlarda arkadaşlarıyla sınıra yakın bir alanda futbol oynayan Topiş Tasos, futbol topunun sınırın diğer tarafına kaçmasıyla hüsrana uğradı. Bunu onuruna yediremeyen, Tasos sınırın diğer tarafındaki Türk güvenlik güçlerine el kol hareketleri yapmış, güvenlik güçleri gelip topu alabileceğini söylemişler, diğer tarafta bulunan topun kaçtığı inşaat alanına giren Topiş Tasos, burada bir takım sesler çıkarmaya başlamış, bağırma ve zevk çığlıkları atan ve arkadaşlarının bir anlam veremediği bu olaydan sonra Papadopulos'un güvenlik güçlerine karşı kini günden güne artmış. Olayla ilgili sorularımızı yanıtsız bırakan Papadopulos'un yakın çevresi bunun bir aşk ilişkisi olduğunu söylese de konu gizliliğini korumaya devam etmektedir. Her yıl benzer demeçler veren Rum yönetimi lideri, bu sene yaptığı son ibnelikten sonra, listemize büyük bir oy oranıyla giriş yapmış, orta sıralardaki yerini korumaya devam etmiştir. Papadopulos'un geçmişte yaşanmış güzel anıları kalbine gömmesini umuyoruz.
	1918 yılının Temmuz ayında kurulan Ermenistan'ın ilk başbakanı olan Ovanes Kaçaznuni'nin 1923 yılında Bükreş'te düzenlenen Taşnak parti konferansı'nda sunduğu raporun, ekleriyle birlikte yayınlanması, Ermenileri zor durumda bıraktı. Açıklanan tarihi gerçeklerden bir hayli rahatsız olan Ermenilerin soykırım olduğunu iddia ettikleri zaman diliminde askeri operasyonlara katıldıklarını, kandırıldıkları ve Rusya'ya bağlandıklarını, tehcirin doğru ve gerekli olduğunu, gerçekleri göremediklerini, olayların sebebinin kendileri olduğunu, Türklerin milli mücadelesinin haklı olduğunu, barışı reddetmelerinin ve silahlanmalarının büyük hata olduğunu, Türklere karşı ayaklandıklarını ve savaştıklarını, Sevr Antlaşmasının gözlerini kör ettiğini, isyanlarının temelinde Büyük Ermenistan hayalinin olduğunu, hiç bir zaman gerçek bir devlet olamadıklarını, Türkiye Ermenistanı diye bir şey olmadığını itiraf ettiler. Bu Yüzyıllık Ermeni belgesi, Ermenileri köşeye sıkıştırdı. Jürimizin İbnelik düşüncesi içinde olduğunu düşünen gerçek ibneler konuyu kaynaklarıyla birlikte ermenilerin açmaktan kaçındığı ermeni arşivlerinde ve "Taşnak partisi'nin yapacağı bir Şey Yok" isimli kitapta bulabilirler. Ermenilerin bir devlet olamadıkları gibi insan da olamadıklarının ispatı olan bu itiraflar, ermenileri gizli ibne statüsünden, gerçek ibneler listesine girmesine sebep oldu. Ermenilerin sitemizdeki bu listeye girmekten dolayı çok mutlu olduklarını ve sadece bu konu için grup oluşturduklarını, grubun sloganının "hepimiz ibneyiz, hepimiz böyle kalacağız" olduğunu öğrendik. Hayvanın içinden gelince herşey yapılabilir , yeterki azimli olun, siz listeye girmek isteyin. Ne hayvanlığınıza ne de ibneliğinize ihtiyacımız yok.
	Diyarbakır’dan milletvekili seçilen DTP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, “Halk kan ve şiddet istemiyor. Şehit anaları ağladıkça yüreğim parçalanıyor” dedi. DTP'li milletvekilleri meclisteki kayıt sırasında bildikleri yabancı diller bölümüne "Türkçe" yazdılar daha sonra "yanlışlık olmuş" dediler. Kapatılan DEP’in eski milletvekili Leyla Zana, “Artık Türkiye’nin eyaletlere bölünme zamanı gelmiştir. Ankara, Türkiye’yi eyaletlere böl ve Kürdistan eyaletini kur. Cumhuriyetin kuruluş sürecinde yapamadığını şimdi yap” diye konuştu. DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız “Biz kendimize küfretmeyiz, halkımıza hakaret edemeyiz” dedi. Demokratik Toplum Partisi (DTP) İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncer, “Kimse bizden kardeşlerimizi terörist ilan etmemizi beklemesin. Hiç bir Kürt bunu demez” diye konuştu. DTP Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Demir ve DTP İlçe Başkanı Şükrü Binici’nin de aralarında bulunduğu kalabalık, öldürülen teröristlerle, terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan’ın posterini açtı, başkanlar olaya tepki vermedi. Kürtler ile teröristleri birbirine karıştırıp, bizlerin önüne sunmaktan çekinmeyen, güvenlik güçlerine amaçsız bir şekilde saldırıp bunu demokratikleşmenin parçası sayacak kadar arsız bir topluluk ile tanıştık. Türk ile Kürdün bir sorunu olmadığı halde varmış gibi yırtınmaları da ayrıca bilimsel tez olabilecek bu insan kırmaları, gelecekte hesabını veremeyecekleri işlerden kâr amacı gütmeye devam etmektedirler. Doğudaki halkın cahilliğini fırsat bilip, sanki onlar adına büyük işler yapıyormuş havasından kurtulmalarını umuyoruz. Çünkü bu halkı onlar kadar bizler de tanıyoruz. Bir sorun varsa bu PKK sorunudur. Kürt sorunu diye birşey yoktur, olmamıştır.
	Murat Karayılan korkaklığı ve gizli ibneliğini açıkça ifade etmediği için listemize 8 numaradan giriş yapıyor. Örgüt içindeki kod adı "Sebahat" olan Karayılan, ibneler örgütüne 1979 yılında girdi. Şanlıurfa doğumlu olan Karayılan, çocukluk yıllarında inşaatlarda oğlancılara dürttürürken Öcalan'la tanışıp aynı yastığa baş koydular. Örgüttekilerin bildiği kadarıyla, bilinçsiz bir kişiliğe sahip olan, aynı zamanda fazla sürttürdüğü için vücudu bir hayli deforme olan bu şahış, örgütteki eski gücünü kaybetmiş görünüyor. Kandil Dağı'nda yabancı basına bilgi veren Karayılan'ın, şimdiden yakalanması durumunda söyleyeceği şeylerin ayna karşısında provasını yaptığı bildirildi. Kod adı Sebahat olan Karayılan yakalanınca "Benim annem de Türk'tür, devletime hizmet etmek istiyorum, ne olur yalamama izin verin ağabeylerim" diyeceği tahmin edilmektedir. İbnationPost gazetesi muhabirine verdiği demeçte "Bizim soyumuz bozuk Mister Coni (Bay Coni), biz kullanılmaktan hoşlanıyoruz, verdikçe veresimiz geliyor. Alamayınca AIHM'e gidip veriyoruz. Bu bizde alışkanlık oldu, delik genişledi mertlik bozuldu" dedi. Karayılan "Birgün elbette benimle de işleri bitecek, dedim ya delik genişledi, daha çıtırını bulacaklar. Yakalandığımda İmralı'da Öcalan ile aynı koğuşta yatmak istiyorum. Kocamı özledim, ama söyleyin o hınzıra bu sefer üstte ben yatarım. Bunca yıl altta kalmaktan bunaldım." dedi. Listemize 8 numaradan giriş yaptığını öğrenen Karayılan, bunun insan haklarına aykırı olduğunu, AIHM'e giderek sonuçlara itiraz edeceğini, barış ve kardeşlik için listenin üst sıralarına çıkması gerektiğini belirti. Bu açıklamadan sonra ibneyiz.biz ekibi cevap verdi: Hassiktir Sebahat diyoruz, cehennemin dibine kadar git, şikayet et. Burası Irak'a benzemez, seni aramıza alırsak, daha kıçını doğrultamazsın.
	Duran Kalkan, Rıza Altun, Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Osman Öcalan, Ali Haydar Kaytan, Nizamettin Taş, Halil Ataç, Zübeyir Aydar, Numan Uçar, Fehman Hüseyin (Dr. Bahoz) listemize 9 numaradan giriş yapıyorlar. Sürekli ağabeyleri gibi baraj altında kalıyorlardı. Listemize giremiyorlardı. Son yarışmamızda, hepsi bağımsız aday oldular, aldıkları oylardan sonra birleşip oylarının toplamıyla 9 numaralı sırayı kaptılar. Kuzey Irak'tan yarışmamıza katılan bu azılı ibneler, yurt dışındaki PKK'lıların oyları ile listemize girmeye hak kazandılar. Kazanan adaylarımız, isimleri ülkemizde pek duyulmamasına rağmen, ibnelikleri interpol tarafından tescillenmiş, Irak'ta saygı gören, ayrıca dünya sağlık örgütü tarafından AIDS hastalığına sahip ender ibne türevlerinden bazıları olduğu ispatlanmış, ayakları üstünde durabilen maymun kırması leş kokulu insanlardır. "En iyi lavuklar" yarışması düzenlense, bizce birinciliği kimseye bırakmayacak olan bu 11 kişi, yakın zamanda PILFHunter (PKK I Like to Fuck) isminde bir grup oluşturacaklarını açıkladılar. Bir çok ortamda ayrımcılık yapıldığı için toplumdan dışlandıklarını söyleyen grup "Bizler de insanız, bakın kimliklerimiz var! Tipimiz maymuna benziyor ya da leş gibi bok kokuyoruz diye neden kimse bizimle ilgilenmiyor? Bizim amacımız kardeşlik, ellere var da bize yok mu?" dediler. Grubun DR. Bahoz kod adlı ibnesi Fehman Hüseyin, muhabirimize "Ay şekerim bize oy veren TAK'çı ibnelere teşekkür ederim, beni onlar var etti, insan olamadım ama ibne oldum, Biji sikik apoş" dedi. 8 numaradan listemize giriş yapan grup PILTHunter'un görüntülerine ulaşmak için...
	Öldü diyorlar, ama biz her an bir mağara deliğinden çıkabileceğini düşünüyoruz. Tipi insana benzemezdi ama kimliği olduğu için insan muamelesi görürdü bu güzel ülkemizde. Demokrasi içinde demokrasi arayan ibnelerdendi o da! Ama yapacak birşey yoktu, bu onun kanında vardı. O onlarca kaset bastı biz milyonlarcasını aldık. Onun hakkında söylenenlere çoğumuz ‘bizi sanatı ilgilendirir!’ dedik. Yıl 1999. Almanya’nın Münih Kenti’nde ‘Barış, Demokrasi ve Özgürlük Festivali’ isimli etkinlikte Abdullah Öcalan posterinin altında on binlerce pkk yandaşının bulunduğu topluluğa konser veren Ahmet Kaya, ölümünün ardından hakkında söylenenleri kanıtlamış oldu. Görüntüler zorla çekilmiş diyorlar(!) E haydi siz karar verin. Neşeyle şakıyor bizim Ahmet. Bağlamasının tellerine vura vura terörü ve teröristi destekliyor. Davarbaşı apoş'u öve öve bitiremiyor. “Halkı din, dil, ırk ayrımı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiği’ iddiasıyla bir günlüğüne cezaevine giren Ahmet Kaya, diğer bütün PKK yandaşları gibi yurtdışına kaçtı ve bir daha geri dönmedi. Yine aynı söylemler yine aynı eylemler, "herşey barış ve kardeşlik için" diyordu. Ne barışı ne kardeşliği, teröristle aynı yolda olan bizim kardeşimiz olabilir mi? Bunun yaptığı hiçbir zaman sanat değildi zaten! Bunun adı "Notalar ve müzik eşliğinde yapılan" propagandadır. Ahmet Kaya 1999 yılında yaptığı inanılmaz ibnelikle listemize son sıradan giriş yapmayı başarmıştır.